Dünyanın seçkin kurumları ve üniversitelerini hem küresel hem de ülke bazında çeşitli kriterlere göre sıralayan uluslararası kuruluş SCImago'nun yayınladığı 2024 Sıralama Raporu sonuçlarına göre geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine ilk çeyrekte (Q1) yer alan Bayburt Üniversitesi, en iyilerden biri olma başarısını korudu. Türkiye geneli sıralamada 140 üniversite arasında 74. sırayı alan Bayburt Üniversitesi, Ziraî ve Biyolojik Bilimler alanında 7. sırayı alarak önemli bir başarıya imza attı.

En iyileri belirlemek üzere geliştirilen bir kategori ölçütü olan çeyreklik dilimler, en iyileri içeren 1. Çeyrekten (Q1) başlayıp 4. Çeyreğe (Q4) kadar devam ediyor. Tüm dünyadan seçkin üniversiteleri kapsayan 2024 sıralamasında Q1 dilimde yer alma başarısı göstererek "en iyilerden biri olma" vizyonunu bir kez daha gerçekleştiren Bayburt Üniversitesi, gelecek vadeden genç üniversiteler arasında gösteriliyor. Üniversitelerin özgün kurunsal kimlikleri ile birlikte yayın ve atıf başarıları gözetilerek yapılan sıralamada, araştırma (%50), inovasyon (%30) ve toplumsal etki (%20) ağırlıklı bir ortalama puan belirleniyor. Proje seferberliği, kalite yönetim sistemi ve toplumsal katkı öncelikli yeni stratejik vizyonuyla fark yaratmayı sürdüren Bayburt Üniversitesi, yönetsel uygulamalarının sonuçlarını uluslararası değerlendirme kuruluşlarının da onaylarıyla tescilliyor. Kurumsal gelişimin yanı sıra alan odaklı uzmanlaşma ve bilimsel yayın stratejileri izleyen Bayburt Üniversitesi, Scopus veri tabanından temin edilen verilere göre Ziraî ve Biyolojik Bilimler alanında Türkiye genelinde 7. sırayı, Çevre Bilimleri alanında 38. sırayı, Mühendislik Bilimleri alanında 77. sırayı, Sosyal Bilimler alanında ise 100. sırayı elde ederek stratejik hedeflerine ulaşmış oldu.

Bayburt Valiliği, Vatandaşları uyardı Bayburt Valiliği, Vatandaşları uyardı



SCImago'nun 2024 verilerini yorumlayan Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, "Raporun kapsamı ve metolojisine baktığımızda iki önemli detay karşımıza çıkıyor. Birincisi, sıralamaya giren üniversite ve diğer kuruluşların her yıl kayda değer biçimde artması ve çeşitlenmesi; ikincisi ise değerlendirme kıstasları. Çünkü yeni nesil üniversiteler, yaygın geleneksel algıdan çok farklı bir kurumsallaşma stratejisi izlemek zorunda. Artık yalnızca araştırma faaliyetleriyle sınırlı kalmadan inovasyonu ve topluma katkıyı da hedef alan bir üniversite kimliği ve performansına geçmiş bulunuyoruz. Bunun anlamı, bizim araştırma yapmakla birlikte toplumun işine yarayacak yenilikleri üretmemiz ve öncelikli toplumsal ihtiyaçların giderilmesine katkı sunmamız gerektiğidir. Toplumdan kopuk olmayan hatta toplumla kenetlenmiş bir faaliyet sisteminde bilimin yanı sıra teknolojik, girişimsel, sosyal ve kültürel gelişim olanaklara göre sürekli biçimlenmeliyiz. Kalite Yönetim Sistemi uygulamalarımız gereğince kurumsal dönüşüm kapasitemizi bu güzergahta inşa ediyor ve sürekli geliştiriyoruz. Raporun sonucunu bu doğrultuda okuduğumuzda mevcut başarının bir tesadüf değil, bir hedef olduğu daha net görülecektir. Başarıda emeği geçen tüm iç ve dış paydaşlarımıza şükranlarımı sunarım." dedi.