Zamanı asla bulamayız… Zaman ya akıllıca kullanılır ya da aptalca ziyan edilir. Saatlere bakıp dururuz. Kiminin kolları sürekli olarak dönerken, kiminin rakamları yanıp sönerek değişir. Bütün bunlar, zamanın sürekli orada olduğu yanılgısını verir. Zaman döngüselmiş gibi gelir. Fakat zaman, uzamsaldır. Bir kez geçtiğinde geçmiştir artık.

Zaman adeta sessiz testere! İşte 2009 ve onda yaşananlar da geride kaldı. Önümüzde kocaman yeni bir yıl var. Yeni olan nedir? Hiç düşündünüz mü? Yeni olan, fırsatlardır, umutlardır, kararlılıklardır. Yeni olan, kendinizle hesaplaşma ve yeni bir başlangıçtır. Yeni olan, kendiniz, yaşadığınız toplum ve ülkeniz için yeni bir ruha sahip olmaktır. Geçmişteki bir anı değiştiremezsiniz; bu yüzden şu anı yakalayın ve geleceği değiştirin, şekillendirin. Şu anda güç vardır. Kullanın, yönlendirin, yararlanın. Anlar, bir gülün yaprakları gibidir; içlerinde yaşam kalmadığında yere dökülürler.

İki arkadaş köprüyü geçmek üzeredir. Biri biraz geride kalıp, köprünün altından akan suyun seyrine dalar. Diğeri ilerler. Arkadaşının farkında değildir. Ancak, yalnız olduğunu hisseder ve geri dönüp bakar. Arkadaşının köprü üzerinde öylece durduğunu görür. Biraz şaşırır. Sonra, haydi gecikiyoruz diye seslenir. Arkadaşı aldırmaz. Yanına gider ve kolundan tutarak, silkeler. Haydi gidelim. Yeter artık. Gecikiyoruz der. Yarın yine buradan geçeceğiz. O zaman istediğin kadar bu suya bakabilirsin der. Hayır! Hayır! Yanılıyorsun der arkadaşı. Yarın bu köprünün altından aynı sular akmayacak..! 

Sevgi, huzur ve barış dolu bir yıl dileğiyle...