Birinci faktör, özgürlük, özerklik ve önderlik unsurlarının bileşimidir. Türkiye’de özerk üniversite denilince, rektörlerini kendi akademisyenlerinin seçtiği üniversite olarak anlaşılmaktadır. Oysa özerklik: sahip olduğu binaların, tüm araç-gereçlerin mülkiyetine sahip olma, akademik yapıyı ve ders programlarını belirleyebilme, akademik personeli işe alma veya işine son verme yetkisine sahip olma, maaşları rahatlıkla belirleyebilme, üniversiteye yeni alınacak öğrenci sayısını belirleyebilme ve öğrenim ücretlerini tayin edebilmesidir. Ayrıca, üniversiteye misyon ve vizyon kazandırabilecek bir yönetimin oluşturulmasıdır. Özgürlük ve/veya özerklik, yeni yasal düzenlemeler ile elde edilebilecek bir durumdur ve bir süreç gerektirir
İkinci faktör, üniversite bünyesinde yetenekli ve çalışkan öğretim üyeleri, araştırmacılar ve öğrencileri bulundurmaktır. Bu bizim sorumluluğumuz ve biz, yetişmiş nitelikli öğretim elemanı istihdam ederken, yeni öğretim üyeleri ve araştırmacılar yetiştirmek üzere yurt içinde otuz ve yurt dışında da otuz kişi olmak üzere toplam 60 seçkin kişiyi görevlendirmiş bulunmaktayız. Böylece, kaliteli yapılanma başlatılmış ve zamanla kaliteli öğrenci tercihine pencere açılmıştır.
Üçüncü faktör, güçlü bir bütçeye sahip olmaktır. Bu güçlü bütçeyi; devlet yardımı, kamusal ve özel firmaların araştırmalarını yürütmek için üniversite ile yapılan kontratlardan elde edilen gelirler (bu gelişmiş üniversiteler için söz konusudur), öğrenci harçları ve en önemlisi bağışlardır. Bu bağlamda, üniversitemizde öğrenci nüfusunun çok düşük olması ve devlet yardımının da sınırlı olması nedeniyle, sizlerin özellikle sanayici ve iş adamlarının bağışları önem kazanmaktadır. Bu da sizin sorumluluğunuzdur.
Gelin el ele verelim!
Bayburt üniversitesini bir dünya üniversitesi
Bayburt ilini de beyaz zambaklar beldesi yapalım.
Hayallerine inananlar için başarı kaçınılmazdır.