500 Milletvekili olan Fransız parlamentosunda, 50 milletvekilinin katıldığı oturumda, 35 milletvekilinin kabul oyları ile sözde Ermeni soykırımına karşı çıkmak suç sayıldı. Bu kanun senatoda da kabul edildi. Bu gidişle tüm Avrupa ülkeleri, sözde Ermeni soykırımı yasalarını meclislerinden geçirecek.
Fransa böyle bir kanunu çıkarmaya neden gerek duydu? Ermenilerle ilgili konuları, Ülkemize karşı kullanan ülke oldu? 1. Cihan harbi sonucu işkâl ettiği güneydoğu Anadolu bölgemizde; bünyesinde bulunan Ermeni askerleri ile halkımıza nasıl zulüm yaptı? Bütün bu sorular teker, teker akla geliyor.
2. Abdülhamit Cuma namazına giderken, Ermenilere kim sabotaj girişiminde bulundurdu? Fransa ya giden Jön Türkler ile İttihatçıları, Osmanlı İmparatorluğuna karşı kim örgütledi? 31 Mart hareketini kim tertipledi? 31 Mart hareketine Osmanlı Bankasının katkısı ne oldu?
Sorular birbirini takip ediyor. Ülkemizde yıllarca Fransızları, medeniyet timsali olarak algılattırıldık. Fransızca; okullarımızda okutulan en revaçtaki yabancı dildi. Sosyetemiz çocuklarını Fransız asıllı mürebbiyelere eğittiriyor, giyim için Fransa’nın yollarını aşındırıyor, tatillerini orada geçiriyorlardı.
Fransa’nın bu tutumuna karşı, Ülkemizde bulunan 2000 tane Fransız şirketine karşı tutum takınmak ve mallarına karşı ambargo koymak geçer akçemi? Bunu yaparak ne kazanırız? Oyak, Renault un Türkiye temsilcisi ve üreticisidir. Bir zamanlar askerlerimiz Axa Oyak sigorta Şirketince sigortalanıyordu. Ülkemizde Fransız Bankaları, Galatasaray lisesi, Degol okulları bulunuyor. Yıllarca bu okul mezunları ülkemizi yönetti.
Dış politika, santraç oyunudur. Kimin kimi mat edeceği, oyunu iyi oynayana göre ortaya çıkıyor. Bütün bu oyunlardan, baskılardan kurtulmanın çaresi, ülkemizin ekonomik, kültürel, siyasi olarak güçlü bir ülke olmasıdır. Amerika, İngiltere, Çin, Japonya için böyle bir baskı düşünülebilir mi?
Rusya da komünizm adına, Lenin ve Stalin tarafından milyonlarca insan öldürülmedi mi? Amerika Körfez harbinde milyonlarca insanın kanına girmedi mi? İnsan hakları havarisi kesilen Fransa’nın Cezayir katliamı, Irak harbinde Amerika nın yanında yer alması unutuldu mu? Irakta akan kanda Fransa’nın sorumluluğu yok mu? Fransa’ya ve ülkemize karşı bu oyunları düzenleyen ülkelere karşı ne yapmalıyız?
Onlara onların anlayacağı dilden cevap vermeliyiz. Ambargo ile uğraşmadan, basın yayın yolu ile lobileri devreye sokarak karşı atağa geçmeliyiz.
“Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır" düşünce ve eylemini hapis, para cezasına çarptıracak olan kanunun Fransa'da kabul edilmiş olması karşısında, tarihsel olarak soykırım iddialarına geçersiz kılmaya çalışmak ya da Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykırımı karşı tepki olarak sunmak; tek başına geçerli bir yol değildir. Türkiye'nin ilim ve fikir hayatına yön veren âlimlerin ve entelektüellerin kamuoyunda soykırımı geçersiz kılmak için objektif araştırmalar ortaya koymaları ve bunu enine boyuna tartışmaları gerekmektedir. Bu durum sadece kültürel hayatımıza katkı sağlayacaktır. Soykırımı kabul eden ülkelerin hiçbirisi, tarihi gerçeklere dayanarak bu kararları parlamentolarından geçirmiş değillerdir.
Ermeni gazeteci Hrant Dink şöyle demişti: "Fransa, Ermeni Meselesi hakkında hiçbir söz hakkı bulunmayan bir devlettir. Ermenileri sonuna kadar kullanıp, bir kenara atmış olan Türkiye değil Fransa'dır"
Fransa'nın siyasi hedefi şudur; Sarkozy Fransa'sı bugün, Merkel Almanya'sı gelecekte, Türkiye'yi Avrupa'daki rakipleri olarak görmektedir. Kıta Avrupa'sında Almanya-Rusya-Fransa arasındaki güçler ve ittifaklar dengesi, bu dengenin Fransa aleyhine bozulma ihtimali, Fransa'nın başına gelmesinden korktuğu en büyük tehlikedir. Almanya ve Rusya bu yolda büyük adımlar atmaktadırlar, Fransa ise bundan endişe duymakta, güç dengesinin kendi aleyhine bozulmasını engelleyebilmek için Rusya ile yakınlaşmaya çalışarak, Almanya'nın gerisinde kalmak istememektedir.
Fransa'nın Akdeniz stratejini içine aldığı çoğrafya, tamamen Türkiye'nin tarihsel hinterlandıdır. Zaten Akdeniz'de askeri ve siyasi olarak Fransa dışındaki en büyük güç de Türkiye'dir. Türkiye bugün bu bölgede; 10 sene öncesinden çok daha güçlü, itibarlıdır. Kamuoyunda Fransa gibi emperyal bir misyonu ifade etmemektedir. Türkiye ne geçmişte ne de bugün, petrolü ya da doğalgazı için kimseyle dalaşmamış, hiçbir yeri işgal etmemiştir. Başbakan Erdoğan'ın "Libya'da savaşanların Suriye'de niye sustuklarını biliyoruz" ifadesi buradan gelmektedir. Ama Türkiye öyle değil. Filistin Meselesi'nde de Suriye Sorunu'nda da doğru bildiği yolda ilerlemiştir. Libya'da ve Tunus'ta bu sebepten Fransa ile de karşı karşıya geldi. Libya'da Kaddafi'yi devirmeye çalışan Fransa, Mısır'da Mübarek'i, Tunus'ta Bin Ali'yi destekledi
Neticede Fransa'nın Türkiye karşı açmazları var. Türkiye Ortadoğu’da başka herhangi bir güç ile mukayese edilemeyecek kadar meşruiyeti temsil etmektedir. Bölgede böyle bir konumu olan Türkiye; tabii olarak Akdeniz'de, Ortadoğu'nun hemen birçok yerinde Fransa'nın hedeflerine uymamaktadır. Fransa'nın soykırım yasası; Türkiye'nin bu bölgelerdeki ve kamuoyundaki meşruiyet çizgisi sergileyen profiline, indirilmek istenen bir darbedir. Operasyonun amacı, "Türkiye'nin soykırım yapmaya aşina bir güç olduğunu" bölge halklarının ve kamuoyunun gündemine taşımak, Türkiye'nin meşruiyetini itibarsız hale getirmektir.
Fransa'nın çıkarları için, bu bölgelerde rakibin ötesinde büyük bir tehdit olarak gördüğü Türkiye, haliyle Fransa'nın bu tür taktiklerine maruz kalacaktır. Önemli olan Türkiye'nin, bütün hamlelere karşı zemine ve zamana uygun siyasi-ekonomik politikalar üretebilmesidir.
2.Abdülhamit Han; Çanakkale Boğazını savunabilmek için Almanya ya çağın en yeni teknolojisi ile üretilmiş, Grup toplarından sipariş veriyor. Bu toplar Çanakkale’ye getirilerek halen mevcut olan tabyalara yerleştiriliyor. Bunun üzerine İstanbul da bulunan Fransız ve İngiliz Büyükelçileri, Abdülhamit in makamına çıkarak” Siz bu topları Çanakkale boğazına monte ederek bizim ülkelerimizi mi hedef aldınız. Niye İstanbul Boğazına yerleştirmediniz? “ diye sorduklarında Abdülhamit cevaben-“ Burası benim evim. İstediğim kapısını kapar, istediğim kapısını açarım. Bu konuda hiç kimseye hesap verecek değilim.” Diye cevap vermiştir. Aynı toplar Çanakkale harbinde büyük görev ifa etmiş, İngiliz Fransız savaş gemilerini batırmış, Çanakkale’yi geçilmez yapmıştır.
Jeostratejik olarak çok önemli yerde bulunan ülkemize, hasma ne tutum takınacak ülkeler olacaktır. Bu dünde böyleydi, yarında böyle olacaktır. Önemli olan bizim dimdik ayakta durarak, oyunlarını bozmamızdır.
MUSTAFA YOLCU