Bayburt Üniversitesi ikinci eğitim-öğretim yılını (2009-2010 eğitim-öğretim yılını) Muhteşem bir finalle, birinci bahar şenlikleriyle, tamamlamış oldu. Öğrenci Bayburt halkı ile, Bayburt halkı da öğrenci ile kucaklaştı. El ele halay çekti. Türküler söyledi. Meşaleler yaktı. Ülkemizde özlenen üniversite-toplum kaynaşması Bayburt’ta sahnelendi. Bayburt Üniversitesinin organize ettiği birinci bahar şenlikleri, dolu dolu tam dört gün sürdü. İlk gün şenliklere, Bayburt Üniversitesi Rektörlüğü önünde mehteran eşliğinde meşale yakılarak başlandı. Açılış konuşmalarının ardından, önde mehter takımı, onun arkasında rektör, belediye başkanı, çeşitli bürokratlar, akademik ve idari personelin oluşturduğu bir grup ile onları takip eden öğrenciler ve yürüyüş esnasında büyük bir coşku ile katılım sağlayan vatandaşlar eşliğinde Dede Korkut Kampus’undan şehir merkezine, saat kulesinin olduğu meydana, yürüyüş yapıldı. Çoruh’a paralel, Çoruh kadar coşkulu insan selini, cadde boyunca, halk evlerinin ve işyerlerinin balkon ve pencerelerinden alkış tutarak, el sallayarak selamladı. Meydanda saat kulesi etrafında halkalanan kalabalık mehteran eşliğinde marşlar söylendikten sonra, kampus alanına döndü ve öğrenci etkinliklerine geçildi. İlk günün akşamında, iki film gösterisi oldu. Halkında büyük katılım gösterdiği bu etkinlikte, şehrimizde sinema özlemi ve ihtiyacı şiddetle dile getirildi. Etkinliklerin ikinci gününde, Dede Korkut ve Yunus Emre giysilerinde sırtlarında heybe taşıyan ve halk tarafından oldukça ilgi ve şaşkınlıkla izlenen görevliler, şehri dolaşarak, heybelerinden çıkarttıkları şeker ve davetiyeler ile halkımızı etkinliklere çağırdılar. Bu çağrıda tam 3500 davetiye dağıtıldı. İkinci gün de müzik, eğlence ve film gösterileriyle devam etti. Kampus alanındaki etkinliklere halktan katılım gittikçe artıyordu. Etkinliklerin üçüncü ve dördüncü gününde adeta patlama oldu. Halk öğrenci ile iyice kaynaştı. Tedirgin ve şüpheyle baktığı topluluk aslında kendinden bir parça idi. İşte bunu keşfetti. Artık, siz ve biz yok, hepimiz vardı ve etkinlikler doruğa ulaştı. Kampus’ta kurulan dev sahnede yok yoktu. Hem öğrencilerimizin hem de davetli sanatçıların Türk Halk Müziği Konseri, halayları, skeçleri, sema ve tiyatro gösterileri vardı. Her şey rüya gibiydi. Ayrıca, çok az sayıda üniversitenin sahip olduğu bir başka ilk’e de imza atılmıştı. Bayburt Üniversitesi için bestelenen marşında, tanıtımı yapıldı. Etkinliklerin son gününün akşamında soğuğa ve sağanak yağmura rağmen, kampus alanında üç binin üzerinde kenetlenmiş coşkulu bir topluluk vardı. Son dakikalarda ayrılmanın burukluğu olsa da, gelecek yıl yine aynı etkinliklerde buluşmanın ümidi vardı. Bu etkinliklerde, olumsuz hiçbir olayla karşılaşılmadı. Bu nedenle, hem vefakar Bayburt halkını ve hem de yarının umutları sevgili öğrencilerimi yürekten kutluyorum. Ayrıca, bu şenliklerin gerçekleştirilmesinde büyük bir çaba ve özveriyle çalışan tüm akademik ve idari personelime (Beyaz Kardelenlerime) şükranlarımı sunuyorum.

Nice güzel yarınlara